Rusya Emperyalist Mi?
Rusya’nın emperyalist bir dünya gücü olduğu, bir diğer emperyalist süper güçle çatıştığı şimdilerde sıkça söylenen sözler arasında. ABD ve NATO güdümlü siyaset ve medya Rusya’yı, hem şimdi hem de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından ve ayrı devletlerin kurulmasından sonra bu şekilde karakterize ediyor, bu şekliyle büyük bir kampanyanın zeminini düzlüyor.
Bu meseleyle ilgili çok çeşitli iddialar mevcut. Rusya sosyalist bir devletken dahi emperyalistti deniliyor. Aynı zamanda emperyal olmayan bir kapitalist devlet olduğu da söyleniyor. Oysa Sovyetlerin çöküşünün ardından oluşan dönem kriziyle birlikte ABD tarafından yağmalanan, neredeyse yeni-sömürge bir müşteriye dönüştüğü Yeltsin yıllarının siyasi ve ekonomik felaketinden kurtulmak için hala mücadele ediliyor.
Lenin, modern kapitalizmin “her yerde tekelci kapitalizm haline geldiğini” kabul etti.
“Kapitalizm, dünya sömürgeci baskı sistemine ve “bir avuç ‘gelişmiş’ ülke tarafından dünya nüfusunun ezici çoğunluğunun mali olarak boğulmasına” dönüştü.” Birkaç emperyalist gücün dünyaya hâkimiyeti, yalnızca daha az gelişmiş ülkelerin ekonomik ve sosyal ilerlemelerinin önündeki en büyük engel değil, aynı zamanda bir bütün olarak insanlığı ve şimdi de gezegeni etkileyen acil sorunları çözmenin önündeki en büyük engeldir.
Lenin, modern kapitalist emperyalizmi şöyle tanımlamıştır:
“Genel olarak tüm tanımların koşullu ve göreli değerini unutmadan, bir olgunun tüm zincirlemelerini tam gelişimi içinde değerlendirmeliyiz, Emperyalizmin aşağıdaki beş temel özelliğini içerecek bir tanımını vermeliyiz:
(1) üretimin ve sermayenin yoğunlaşmasının çok yüksek bir düzeye erişerek ekonomik yaşamda belirleyici bir rol oynayan tekelleri yaratması; (2) banka sermayesi ile sanayi sermayesinin iççice geçmesi ve bu ‘mali sermaye’ temelinde bir mali oligarşinin yaratılmış olması; (3) meta ihracından farklı bir biçim olarak sermaye ihracının kritik bir önem kazanması; (4) dünyayı kendi aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birliklerin kurulması ve (5) dünya üzerindeki toprakların tamamının en büyük kapitalist güçler arasında paylaşımının tamamlanması. Emperyalizm, kapitalizmin tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulduğu aşamasıdır; bu aşamada, sermaye ihracı hissedilir bir önem kazanır; dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşılması başlamış durumdadır ve yerkürenin tüm topraklarının en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümü tamamlanmış haldedir.”
Aşağıda incelemek istediğimiz bazı konular ise şöyle; Rus kapitalist tekellerinin dünya emperyalist sisteminde oynadığı rolü, Rusya’nın ihracat ticaretinin doğasını, Rus sermayesinin ihracatını, Rus mali sermayesinin oynadığı dünya rolünü göz önünde bulundurarak bugün kapitalist Rusya’nın bu özellikleri nasıl paylaştığına bakacağız. Ve tabii ki Rus askeri gücü.
1. Rusya’nın Uluslararası Kapitalist Tekeller Arasındaki Gücü
Rusya’nın “dünyayı kendi aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birliklerin oluşumundaki” rolü, ülkenin şirketlerinin en önemli 2000 uluslararası şirket arasındaki konumuyla ölçülebilir.
Forbes, dünyanın en büyük 2000 şirketini toplam satış, kar, varlık ve piyasa değerine göre sıraladı.
İlk 10 şirketin 5'i Çinli ve 5'i ABD’dir. Çin, 291 Global 2000 şirketine ev sahipliği yapmaktadır (2003'te yalnızca 43'tü). ABD 560 ile ilk sırada. Kanada 50, Avustralya 39, Hindistan 58.
Rusya ilk 100'de sadece 4, 43, 47, 73 ve 98. sırada yer alıyor. İlk 500'de sadece 6 ve ilk 2000'de 25 şirket yer alıyor.
Toplam şirket payı yükselen bir trendde değil, hafif bir düşüş gösteriyor: Bir önceki veriye bakarsak 2008–2013 döneminde 29–30 Rus şirketi Rusya Global 2000 listesine girmişti
Bu listedeki 2000 şirket, 39.1 trilyon dolarlık satış, 3.2 trilyon dolarlık kar, 189 trilyon dolarlık varlık ve 56.8 trilyon dolarlık piyasa değerine sahip.
Rusya’nın 25 şirketinin satışları toplamda 568 milyar dolar, yani toplamın yalnızca %1,45'i. Kolektif varlıkları, toplamın %1'inden azını oluşturan 1.757,3 milyar dolar tutarında görünüyor. Yani özetle, Uluslararası tekeller arasında Rusya’ya çok küçük bir oyuncu desek yanlış olmaz.
AB ve ABD ile Karşılaştırıldığında Rusya’nın Emek Üretkenliği
Burada ABD doları cinsinden değerlenen gayri safi yurtiçi hasılanın ülkenin işgücünün çalıştığı toplam saat sayısına bölünmesiyle ölçülen emek verimliliği, Rusya için 2016'da 25.4'tü.
Bu, tüm Avrupa ülkeleri arasındaki en düşük oran, aslında o kadar düşük ki, Avrupa Birliği ortalaması olan 53.4'ün yarısından bile az. Rusya’nın emek verimliliği, ABD’nin 69.9 seviyesinin %36'sı; Almanya 68.1. Rusya geri kalmış bir ülkenin üretkenlik düzeyine saplanmış durumda. İleri kapitalist merkezlerinkiyle rekabet edebilmekten uzak.
Dünya Ekonomik Forumu’nun on iki faktörün birleşimine dayanan Küresel Rekabet Edebilirlik Raporu, Rusya’yı listelerinde 38. sırada, Doğu Avrupa ülkelerinin birçoğundan daha aşağıda sıralıyor. Aynı kaynağın 2012–2013 raporunda Rusya’nın 67. Sırada olduğunu da ek bilgi olarak ekleyelim.
Rus Üretim Çıkışı
Rusya’nın dünya ekonomik sisteminde oynadığı rolün mahiyeti, üretim çıkışlarını ülke bazında ve dolar cinsinden karşılaştırırsak yeniden anlaşılabilir. 2015 yılında Çin, üretilen mallarda 2.010 milyar dolar, dünya üretiminin %20'si ile birinci, ABD ise 1.867 milyar dolar, %18'i ile ikinci sırada yer aldı. Rusya, Hindistan’ın ardından 15. sırada yer aldı.
Tayvan, Meksika ve Brezilya, gibi ülkeler ise 139 milyar dolarlık mamul mal üretiyor, yine denilebilir ki Rusya bu konuda küçük ve marjinal bir oyuncu, dünya üretiminin sadece %1'ini üretiyor.
2. Rusya’nın Hammadde İhracatı ve Yüksek Teknoloji Ürünleri
Emperyalist ülkeler, ihracat ticaretlerinde tipik olarak sofistike, yüksek değerli bitmiş ürünlerin satışına yönelik belirgin bir eğilim gösterirler.
Emperyalizm tarafından ezilen uluslar, tipik olarak, emperyalist pazar tarafından belirlenen fiyatlarla hammadde ihracı ve ülkelerinde yerleşik emperyalistlerin sahip olduğu şirket ve yan kuruluşları tarafından sağlanan bitmiş ürünlerin üretimi ile sınırlıdır.
2017 yılında dünyanın en çok ihracat yapılan ülkeleri arasında Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur ve Meksika’nın ardından 17. sırada yer aldı. Çin, 2.263 milyar dolar ihracatla birinci, ABD 1.547 dolar ile ikinci, Almanya 1.448 dolar ile üçüncü, Rusya 2016'ya göre önemli bir artış gösterdi, ancak yine de sadece 353 milyar dolar değerinde mal ihraç edebilmiştir.
Dünya Bankası, 2017'de Rusya ihracatının %58'ini petrol ve doğal gaz, %11'ini ise metalin oluşturduğunu bildirdi. %6 gıda hammaddeleri, %3 odun ve kâğıt hamuru ve kâğıt, %4 değerli taşlar ve metaller, diğer mineraller. Rusya’nın ihracatının %82'sinden fazlası hammaddeyken, fiili bitmiş teknolojik ürünler (askeri dâhil) ihracatın sadece %8'ini oluşturuyor.
Rusya’nın 2017 yılında en çok ihraç ve ithal ettiği 10 ürün, ithalatta 106,2 milyar dolar olan makine ürünlerinin ihracatında 12,8 milyar dolar olduğunu gösteriyor.
Verilere bakıldığında Rusya’nın ihracatı (ve ithalatı) emperyalist bir devletin modeline uymaktan daha ziyade, esas olarak hammadde ihraç eden ve gelişmiş malların ithalatına dayanan yarı gelişmiş bir Üçüncü Dünya ülkesinin modeline daha çok uymaktadır.
Yüksek Teknoloji Ürünleri İhracatında Rusya Konumu
Kuşkusuz Yüksek teknolojili malların ihracatında yine emperyal güçler lider konumda olacaktır. İstatistiki verilerde bunu doğralar nitelikte. Örneğin; YT mallarının ihracatında dünya sıralamasında Çin, 496 milyar dolarlık yüksek teknoloji ihracatıyla yine birinci, ABD 153.2 milyar dolarlık ihracatla (Almanya’dan sonra) üçüncü oldu. Meksika 46,8 milyar dolar ihraç etti. Rusya, yüksek teknolojili mal ihracatında 31. sırada yer alırken, yalnızca toplam 6,64 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu rakamlar aynı zamanda ve yine, Rusya’nın dünya sahnesinde emperyal bir oyuncu olmaktan uzak olduğunu gösteriyor.
3. Uluslararası Bankacılık ve Finans Sermayesinde Rusya’nın Rolü
Lenin’in döneminin emperyalist ülkelerin özelliklerini sıraladığı listede, büyük bankalar finans kapitalin en önemli örgütleridir. Emperyalist bir devletin önde gelen bankalar arasında iyi temsil edilmesini beklerdik. Toplam varlıklara göre sıralanan dünyanın en büyük 100 bankasından Çin, ilk 10'un 5'inde. ABD, ilk 40'ın 6'sında yer alıyor. İlk 100 bankanın 20'si Çin, 10'u ABD, 9'u Japon, 6'sı Fransız, 6'sı Alman, 6'sı İngiliz, 5'i Kanada, 5'i Güney Kore, 5'i Brezilya, 4'ü Avustralya, 3'ü İsveç, 3'ü İtalyan, 3'ü İspanyol, 3'ü Hollanda, 2 Singapur bankası ve 2 İsviçre bankası. Rusya ise 66. Sırada bir bankayla listeye girebilmiş.
Lenin, emperyalist çağda “dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşılmasının” gerçekleştiğini belirtti. Emperyalist çağda dünyanın bu tröstler arasında nasıl bölündüğü, emperyalist devletler yükselip düştükçe değişir. Bu tröstler arasındaki mevcut dünya bölünmesinde, Rusya’yı oldukça küçük bir aktör olarak görüyoruz, ilk 100'de 4 şirket,
İlk 2000'de 25, dünya pazar payının %1,45'ini elinde bulunduruyor, yabancı varlıklar açısından ilk 100'de hiçbir kuruluş yok ve ilk 100 uluslararası bankada sadece bir banka.
Rusya’nın Sermaye İhracatı
Lenin, “meta ihracından farklı olarak sermaye ihracının istisnai bir önem kazandığını” belirtiyor. Rusya’nın önemli bir sermaye ihracatı var, ancak bu, Kıbrıs ve İngiliz Virgin Adaları gibi vergi cennetlerine sermaye kaçışı şeklinde gelişiyor. Rusya Merkez Bankası, ülkenin 2014'teki net sermaye kaçışını 154.1 milyar dolar ve Putin’in 1999–2014'te göreve başlamasından bu yana toplam kaçış tutarını ise yaklaşık 550 milyar dolar olarak açıkladı. 2014 yılına kadar ise gerçek toplam 1 trilyon dolardan fazla olabileceği açıklanmayan gerçekler arasında. Merkez Bankası, 2018'de Rusya’nın sermaye çıkışını 66 milyar dolar olarak açıkladı.
Rus Çokuluslu Şirketlerinin Yabancı Varlıkları
Bir araştırma, yabancı varlıklarına ve diğer ülkelerdeki yatırımlarına göre sıralanan ilk 100 çok uluslu şirketi listeliyor. Finans sermayesi ihracatının bu kilit ölçüsünde, şirketlerin 20'si ABD, 14'ü İngiliz, 12'si Fransız, 11'i Alman, 11'i Japon, 5'i İsviçreli,
5'i Çinli (Hong Kong dahil). Yurtdışındaki yatırımlarına göre 100 şirket arasında ilk sıraya tek bir Rus şirketi girmiyor.
Finansal olmayan ilk 10 Rus çokuluslu şirketi, Rusya toplamının üçte birini temsil eden toplam 188.3 milyar dolarlık yabancı varlığa sahip. Rusya’nın toplam kurumsal yabancı varlıkları, dünyanın en büyük 100 finansal olmayan çokuluslu şirketi listesindeki ilk ikisinden hala daha azdır.
Emperyalist Devletlerle Karşılaştırıldığında Rus Finans Sermayesi Holdingleri
Dünya ülkelerinin mali sermaye varlıklarının bir başka ölçüsü de Credit Suisse tarafından yıllık olarak raporlanıyor. Global Wealth Databook 2018, ulusal finansal zenginliği her ülkedeki toplam yetişkin nüfusa bölerek ulusal finansal serveti (hisse senetleri, tahviller, para piyasası fonları ve banka hesapları) çizer. Yetişkin başına ortalama 100.000 doların üzerinde serveti olan en üst grup, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda, Japonya, İsrail, Singapur ve Tayvan ülkeleridir. ABD (336.528 $) İsviçre’den (372.336 $) sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu gruptaki tüm ülkeler emperyalist ülkeler veya emperyal merkez olan ABD’nin kilit ülkeleri / uydularıdır. Yunanistan’ın yetişkin başına dünya ortalama finansal serveti 38.110 dolarken yağmalanmasına rağmen şu an 33.969 dolardır. Çin 19.862 dolarla çok geride. Rusya, ABD’ye kıyasla ortalama yetişkin finansal servetinin %2,6'sına tekabül eden 8.843 dolarla çok daha düşük bir seviyede bulunuyor.
Rusya, emperyalist bir ülkenin mali zenginliğine sahip olmaktan ayrı bir dünya olmaya devam ediyor. Dünyadaki finansal ve finansal olmayan zenginlik içinde ABD %31'lik bir paya sahipken, Çin %16.4 payla %10'un üzerinde olan tek ülke: Rusya ise sadece %0,7’lik bir paya sahip.
Lenin, “Emperyalizm, mali sermaye ve tekeller çağıdır” “Sermaye ihracının belirgin bir önem kazandığı dönemdir.” diye yazmıştı… Bu haliyle Rus çokuluslu şirketlerinin üretken amaçlarla mali sermaye ihracı alanındaki etkinliği ve kapsamı Rusya’yı yine çok küçük bir oyuncu yapar.
4. Rusya’nın Dünya Üzerindeki Askeri Ağırlığı
Lenin son olarak “tüm dünyanın en büyük kapitalist güçler arasında bölgesel bölünmesine “ atıfta bulunur. Küresel ekonomik yapıların emperyalist egemenliğinin temeli, bize dayattıkları dünya düzenini denetleme ve sürdürmedeki rolleridir. Önde gelen emperyalist güçlerin önemli silah endüstrileri vardır ve küresel silah ticaretine satıcı olarak katılırlar.
Rus Askeri İhracatı
Rusya gücünü askeri ağırlıkta gösterir, ancak bu onu Lenin’e göre tek başına bir emperyalist yapmaz. Askeri genişleme ve köle emeği gerektiren antik Roma’nın kapitalizm öncesi emperyalist tarzında bile Rusya’yı emperyalist yapmaz. Rusya’nın önemli askeri gücü olsa da,
özellikle nükleer cephaneliği, emperyalistlerin etrafını sarmasını zorlaştırıyor, Rusya, ABD’nin yaptığı gibi, hatta İngiltere ve Fransa gibi ikinci sınıf emperyal güçlerin yaptığı gibi dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri işgal edip bombalamıyor.
Üstelik bu diğer emperyal askeri güçlerin aksine, kapitalist Rusya kendi askeri gücünü geliştirmedi, askeri gücünü ve silah sanayisini SSCB’den miras aldı. Rusya, emperyalist Batı tarafından kuşatılmaya ve askeri saldırılarla tehdit edilmeye devam eden eski sosyalist Sovyet bloğunun merkez ülkesi olması bakımından da benzersizdir.
Bununla birlikte, Rusya dünyanın en büyük silah ihracatçısı diyebilir miyiz? Aşağıdaki verilerden önce toplamda şunu söylemekte bir sakınca yok -silah sanayii dışında Rus imalatının hiçbir dalı uluslararası pazarda rekabet edemez.- 2016'da dünya silah ihracatı toplam 32.262 milyar dolar, 2017'de 31.106 milyar dolar olarak açıklandı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü, Rusya’nın silah ihracatını 2016'da 6.937 milyar dolar 2017'de 6.148 milyar dolar olarak bildirdi. Dünyanın bir numaralı silah ihracatçısı, 2016'da 10.304 milyar dolar ve 2017'de 12.394 milyar dolar silah satışıyla ABD oldu. ABD, küresel askeri satışların %34'ünü, Rusya ise %22'sini oluşturuyor.
ABD’nin silah ihracatı, Rusya’nın iki katından biraz fazla. Burada Rusya geride kalıyor: ABD silah ihracatı 2013–17'de 2008–12 dönemine göre %25 artarken, Rusya’nın ihracatı aynı dönemde %7,1 düştü.
Silah Üreticileri Arasında Rus Şirketleri
SIPRI’ye göre, dünyanın en büyük 100 silah üreticisi 2017'de 398,2 milyar dolarlık satış ve askeri hizmet yaptı. Bu miktarın yarısı, beşi ABD, biri Rus şirketi olan ilk 10 üreticiye gitti. İlk 100'ün 42'si ABD’li şirketler, 10’u ise Rus.
Rusya Dış Askeri Üsleri ve Askeri Bütçesi
Rusya’nın 9 yabancı ülkede 15 askeri üssü var. Bunlardan sadece ikisi eski Sovyetler Birliği dışında, Bunlar da Vietnam ve Suriye’de. Çin’in Çin’in dışında Cibuti’de bir üssü var. ABD’nin ise 800'den fazla yabancı üssü bulunuyor.
SIPRI’nin 610 milyar dolar olarak belirlediği ABD askeri bütçesiyle karşılaştırıldığında, yalnızca bu yıl Pentagon bütçesindeki artış, Çin ve Suudi Arabistan’dan sonra dördüncü olan, 2017'de 66 milyar dolar olan tüm Rus askeri bütçesinden çok çok daha fazla.
Diğer Ülkelerdeki Rus Müdahaleleri
Rusya, diğer ülkelere (Yugoslavya, Gürcistan, Ukrayna, Suriye) müdahale etti, ancak doğal kaynaklara ve zenginliklere el koyma güdüsü olan emperyalist ülkeler tarzında bir müdahale olduğunu söyleyemeyiz. Rusya’nın müdahalesi, Fransa veya İngiltere gibi ikincil emperyal güçlerin bile ölçeğinde değildir. Başka bir yerden Emperyalist ülkelerin sürekli yaptığı gibi Rusya diğer ülkelerde darbeler örgütlemedi.
Rusya, 1990'ların ortalarında, NATO’nun saldırdığı eski Yugoslavya’ya çok sınırlı ve etkisiz bir müdahalede bulundu. Rusya, 2008 yılında ABD tarafından desteklenen Gürcistan ile Rusya yanlısı Güney Osetya için savaştı.
Ukrayna’daki çatışma, ABD’nin 2014'te faşist bir Rus karşıtı darbe tasarlamasının doğrudan bir sonucudur. Ukrayna’nın ağırlıklı olarak Rusça konuşan doğu bölgesindeki halk, siyasi ve ekonomik özerklik talep ederek ayaklandı. Doğu Ukrayna’dakiler Rusya tarafından desteklenirken, Moskova, referandumdan sonra Kırım’da olduğu gibi doğu Ukrayna’yı da topraklarına katmakla ilgilenmedi.
Rusya’nın 2015 yılında Suriye savaşına doğrudan askeri müdahalesi, Ukrayna’dakine benzer: ABD-NATO tarafında ülkelerinin kuşatılmasını savuşturmak. Rusya, Suriye hükümeti tarafından ABD, NATO ülkeleri ve Suudi Arabistan tarafından silahlandırılan ve finanse edilen radikal islamcı grupları yenmeye yardım etmesi için davet edildi.
ABD, İngiltere ve Fransa’nın aksine, bu vakaların hiçbirinde Rusya, dış ekonomik çıkarlarını korumak için bir hükümeti devirmek için askeri müdahalede bulunmadı.
5. Bugün Rusya ve Emperyalizm
Lenin’in emperyalizm konusundaki yazdıklarına atıfta bulunarak, Rusya tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinde bir oyuncu değildir, sermaye ihracı da önemli bir rol oynamaz (devam eden sermaye kaçışının olumsuz etkisi dışında), ne de Rus tröstleri dünya kaynaklarının bölünmesinde önemli bir rol oynar.
Rusya, yalnızca askeri gücüne dayanarak dünyanın en güçlü devletlerinden biri olarak sıralanabilir. Ekonomik olarak, gelişmiş bir kapitalist devletin değil, yarı gelişmiş kapitalist çevredeki bir devletin özelliklerini taşır. Özgün emperyalist faaliyette çok az rol oynar: çevreye sermaye ihracı ve gelişmekte olan ülkelerin emek ve kaynaklarından kâr elde edilmesi vb. Rusya’nın finans sermayesi küçük, ihracatı ağırlıklı olarak hammadde, sanayisi zayıf, çok uluslu şirketleri küçük, ekonomisi ise düşük emek üretkenliği ile boğuşuyor.
Emperyalizm, dünya halklarının yaşamı ve refahı için ana tehlike olmaya devam ediyor. Sorunlarımız, insanlığın sorunlarının kökleri emperyalist egemenlikte yatmaktadır. Spesifik olarak bu, ABD emperyalizminin ve yörüngesindeki ikincil emperyal güçlerin egemenliği anlamına gelir: Batı Avrupa, Japonya, Kanada ve Avustralya. Rusya, bağımsızlığı nedeniyle ABD tarafından zorbalığa uğrayan kapitalist bir ülkedir. (Venezuela, İran, Kaddafi’nin Libya’sı, Nikaragua gibi) Şimdiki boyutuyla bizi tehdit eden herhangi bir emperyalist düzenin parçası değil. Aksine, Rusya ve Çin gibi dünya güçleri, emperyalizmin kendilerine uyguladığı tabi kılma politikalarına yanıt vermeleri gerektiğini görüyorlar. Neyse ki, tutarsız direnişleri, diğer halklara ve ülkelere kendi ulusal egemenliklerini savunmaları için açıklıklar sağlıyor.
Notlar:
1↩ Lenin: Yaklaşan Felaket ve Bununla Nasıl Mücadele Edilir, Toplu Eserler, Cilt 25, s. 339.
2↩ Lenin: Emperyalizm: Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, CW, 22, s.191.
3↩ Lenin; Emperyalizm, CW 22, s.266–267.
4↩ Yardımcı iki makale: Renfrey Clarke ve Roger Annis, “Rus Emperyalizmi Efsanesi” ve Sam Williams, “Rusya Emperyalist mi?”
6↩ Dünya Bankası Grubu, “Önümüzdeki Mütevazı Büyüme”, Rusya Ekonomik Raporu 39, Mayıs 2018 s. v.
7↩ Tanım: Yüksek teknoloji ihracatı, havacılık, bilgisayar, ilaç, bilimsel aletler ve elektrikli makineler gibi yüksek Ar-Ge yoğunluğuna sahip ürünlerdir.
8↩ Rus sermaye kaçışına ve yabancı varlıklara ilişkinbilgi, Rusya’nın emperyalist olduğunu iddia etmek için ironik bir şekilde kullanılan, Rus küresel yatırımı üzerine daha önceki bir çalışmada yer alan verilerle tamamen tutarlıdır.
(http://www.perspektivy.info/rus/gos/rossijskij_kapital_v_sisteme_globalnyh_investicionnyh_potokov_2013-11-19.htm)
9↩ Lenin; Emperyalizm, CW 22, s.297, 267.
Veri Kaynakları:
- https://www.forbes.com/lists/global2000/#75397a2c5ac0
- https://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=PDB_LV
- https://www.statista.com/statistics/264623/leading-export-countries-worldwide/
- https://www.worldstopexports.com/russias-top-10-exports/
- https://www.worldstopexports.com/russias-top-10-imports/
- https://www.indexmundi.com/facts/indicators/TX.VAL.TECH.CD/rankings
- https://www.relbanks.com/worlds-top-banks/assets
- https://eurasianet.org/russia-massive-capital-flight-continues
- https://english.pravda.ru/news/russia/141984-russia_capital_outflow/
- https://armstrade.sipri.orgarmstrade/page/values.php
- https://armstrade.sipri.orgarmstrade/page/values.php
C. Boran — Mart 2022